KANLI TERÖR ÖRGÜTLERİ-2 (IŞİD/DEAŞ/DAEŞ/DAİŞ-HIZBULLAH-EL KAİDE)

IŞİD/DEAŞ/DAEŞ/DAİŞ

      Ülkemizde farklı isimler ile anılan ancak tüm dünyada Irak Şam İslam Devleti ismi altında klase edilen bu örgütün faaliyetleri özellikle son zamanlarda zirve yapmıştır. Amacı isminden de anlaşılacağı gibi Levant adı verilen Orta Doğu topraklarında bir İslam devleti kurmaktır. El Kaide'nin alt bir yapılanması olarak çıktığı yolunda 2014 itibariyle El Kaide ile hiçbir bağlantılarının kalmadığını açıklayarak tarihin gördüğü en kanlı eylem ve savaşa sebep oldukları biliniyor.

 

         Terör örgütü IŞİD, Türkiye'ye yönelik gerçekleştirdiği 13 saldırıda toplam 211 can aldı.
       Hakkında ABD, İngiltere ve İsrail istihbarat örgütleri tarafından kurulduğuna dair ciddi iddialar olan IŞİD terör örgütü, Rusya’ya sığınan eski ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) ve ABD Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) çalışanı Edward Snowden’in iddialarına göre; CIA,  MOSAD ve MI6 istihbarat teşkilatları tarafından kurulmuştur ve kurulma maksadı İsrail’i korumaktır.

            Irak'ın kuzeyinde bulunan ve en büyük şehirlerinden birisi olan Musul'da, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne (IKBY) bağlı Mesud Barzani önderliğindeki Peşmerge güçleri ve ABD öncülüğündeki birliklerin koalisyonu ile IŞİD(DEAŞ)'e karşı operasyon başlatıldı. Bu operasyona 'Musul Operasyonu' adı verildi.

Musul'u savunan terör örgütü IŞİD (DAEŞ) için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan DAEŞ hitabını kullanırken, Avrupa medyası DAESH, ABD ISIS-ISIL, terör örgütünün kendisi ise ISIS tabirini kullanıyor.

2014'e kadar kullanılan ismiyle Irak ve Şam İslam Devleti, kısaca IŞİD, ağırlıklı olarak Irak ve Suriye'de etkinlik gösteren, bu bölgede hilafet devleti kurmak amacıyla güvenlik güçlerine ve sivillere karşı eylemler yapan yasa dışı silahlı örgüt ve hiçbir ülke tarafından tanınmayan Selefi cihatçı devlettir.

IŞİD, TÜRKÇEDEKİ KARŞILIĞIDIR

Irak ve Şam İslam Devleti yani kısacası IŞİD, örgütün isminin Arapça'da ifade ediliş şeklinin Türkçe karşılığıdır. Bu kullanım sadece Türkçe'de vardır.

DAESH ARAPÇA KARŞILIĞIDIR

IŞİD terör örgütünün Arapça'daki tam karşılığı "Dawlah al-Islamiyah fil-'Iraq wa ash-Sham"dir. Ancak arapça olmasına rağmen bu tabir terör örgütünün elinden çıkmamıştır. 2014 Paris saldırısından sonra Barrack Obama ve Fransa'nın kullanmaya başladığı bir kısaltmadır.

Türkçedeki Irak ve Şam İslam Devleti'nin Arapça karşılığıdır. 'DA' baş harfleri alındıktan sonra Sham(Şam)'ın 'Sh' baş harfleriyle sonlanmış, ortaya DAESH çıkmıştır.

IŞİD, DAESH DİYENLERİN DİLİNİ KESİYOR

Terör örgütü IŞİD, kendilerine ISIS/ISIL denilmesini istiyor. Fransızların türettiği DAESH'i kullananların dilini kesmekle tehdit ediyor.

ABD VE AVRUPA'DA YAYGIN KULLANIM: ISIS, ISIL NEDİR?

ABD Başkanı Obama, tıpkı Türkçede yapıldığı gibi DAESH isimli terör örgütünün anlamındaki karşılığını İngilizce'de 'Islamic State in Iraq and Syria' yorumlayarak, baş harflerinden ISIS tabirini kullandı. 'Islamic State of Iraq and the Levant' yani ISIL ise, örgüt için bir diğer kullanım, tanımlama şeklidir. 'Levant', Akdeniz'in doğu kıyılarını temsilen kullanılan coğrafi bir terimdir.

ERDOĞAN: IŞİD DEĞİL, DAEŞ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2015'te Fransa'yı ziyareti sonrasında DEAŞ/DAEŞ tabirini kullanmaya başladı. Bununla ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:

"Türkiye'nin asla DEAŞ (IŞİD) gibi bir terör örgütüne destek vermek gibi bir yanlışı olmamıştır. Bazıları DEAŞ'ı İslami örgüt gösterme gayretine giriyor. Kusura bakmasınlar İslam, anlamı barış olan kelimeden türemiştir. Anlamı barış olan bir din asla teröre müsade etmez. Ve DEAŞ bir terör örgütüdür. Dikkat edin IŞİD ismini de kullanmıyorum DEAŞ diyorum."

DAEŞ VE DEAŞ FARKI NEDİR?

"Dawlah al-Islamiyah fil-'Iraq wa ash-Sham"ın kısaltması olan DEAŞ/DAEŞ, tanımlamanın sonundaki Sham'ın Türkçedeki okunuşu Şam olduğu için DAEŞ tabiri kullanılmaya başlandı. Bu mantıkla Devlet anlamına gelen 'Dawlah'ın da Türkçe baş harfleri alınarak DEAŞ ortaya çıktı. Böylelikle içindeki 'İslam' kelimesi kullanılmamaya özen gösterildi. Cumhurbaşkanının bu kullanımına medya da uydu, kimileri DEAŞ, kimileri DAEŞ dedi.

DAİŞ NEDİR?

DAİŞ, ilk olarak TRT'nin örgüt ismini tamamen türkçeleştirerek kullandığı bir kısaltma oldu. Ancak içinde 'İslam' kelimesinin geçmesini istemediğini yineleyen Erdoğan, bu kısaltmaya noktayı koydu.

EL-KAİDE İLE IŞİD BAĞLANTISI NEDİR?

2004 yılında el-Kaide'ye bağlılığını ilan eden örgüt bir süre sonra Irak el-Kaidesi adını aldı. Şubat 2014'te, sekiz aylık uzun bir güç mücadelesinden sonra, el-Kaide IŞİD ile bütün bağlarını kestiğini duyurdu.   Kaynakça:ajanslar



HİZBULLAH

            Hizbullah (Arapça: حزب الله‎, Allah'ın partisi) Hizb, aynı görüşte olan, düşünceleri ve yaptıkları bir olan grup, küme ve topluluk demektir. Hizbullah kelimesi Allah'ın yolu, taraftarları, Allah'ın safında yer alanlar, Allah'ın partisi gibi anlamları taşımaktadır.

İlim ve Menzil Grupları

           Çeşitli kitapevlerinin etrafında toplanan radikal dini gruplar içerisinde, 1990'lı yılların başında Diyarbakır ilinde yer alan İlim ve Menzil kitapevleri etrafında toplanan kesimler, diğerlerine nazaran daha etkin ve geniş bir tabana hitap etmiştir. İlim kitapevinin müstecirliğini Hüseyin Velioğlu, Menzil kitapevinin ise Fidan Güngör yapmıştır.

           Bu iki grup, 1980'li yıllarda Vahdet isimli bir kitabevi etrafında aynı çatı altında faaliyet gösterirken, zamanla aralarındaki liderlik konusu ve çeşitli fikir ayrılıkları nedeniyle iki ayrı kitapevini açarak ayrılmıştır. Bu kitapevlerinde kendi anlayışlarındaki radikal dini düşüncelerin propaganda faaliyetleri doğrultusunda çalışmalarını sürdürmüşlerdir.

Hizbullah-PKK/KADEK Çatışması

             Yukarı Bu çatışma Diyarbakır, Batman, Mardin, gibi il merkezleri ile Nusaybin, Silvan gibi büyük ilçelerde yoğun şekilde yaşanmış ve karşılıklı bir çok insanın ölmesi ile neticelenen bir noktaya gelmiştir. Bu çatışmaların başlaması ile birlikte KADEK (PKK), çatıştığı bu grupları HİZBULLAH ismi ile lanse etmiştir. İlim ve Menzil grupları da daha sonraki dönemlerde bu ismi benimsemiştir.

           HİZBULLAH-KADEK (PKK) çatışması kapsamında 1991-1995 arasındaki 4 yıllık dönem içerisinde yapılan eylemler sonucu aralarında; KADEK (PKK) militan ve sempatizanı, imam, molla, HADEP-DEP yöneticisi ve üyeleri, çeşitli basın mensupları ile HİZBULLAH taraftarları ve vatandaşların olduğu 700'e yakın insan öldürülmüştür. Bu cinayetlerin; 500 kadarı yasa dışı Hizbullahi İlim grubu tarafından, 200 kadarı ise yasa dışı KADEK (PKK) terör örgütü tarafından gerçekleştirilmiştir.

         Çatışmanın başladığı ilk dönemlerde şehir merkezlerinde güvenlik güçlerinin Hizbullahi grupları tam olarak tanıyamamış olması ve örgütle ilk defa karşılaşmasından dolayı bazı cinayet eylemleri aydınlatılamamışsa da, daha sonraki dönemlerde Hizbullahi gruplara yönelik operasyonlar yapılmıştır.

Amaç ve Strateji

            Yukarı HİZBULLAHİ grupların amacı; Anayasal rejimi yıkarak bu topraklar üzerinde şer'i hükümlerle yönetilen İran benzeri bir İslam devleti kurmaktır. Bu amaca ulaşmak için TEBLİĞ-CEMAAT-CİHAT safhalarından oluşan üç aşamalı bir stratejiyi benimsemişlerdir. Marksist-Leninist felsefeyi savunan yasadışı KADEK (PKK) terör örgütü 1980'li yılların sonundan itibaren, Güneydoğu'nun muhafazakar yapısından istifade ederek, kendi tabanını genişletmek gayesi ile din ve dini düşünceyi kendi amaçları doğrultusunda kullanmak istemiş ve bu amaçla KÜRDİSTAN DİNDARLAR BİRLİĞİ, KÜRDİSTAN İMAMLAR BİRLİĞİ, KÜRDİSTAN İSLAMİ HAREKETİ gibi çeşitli illegal oluşumlara gitmiştir.

            Halkın dini duygularını kendi amacı doğrultusunda kullanmak isteyen KADEK (PKK) terör örgütünün, bölgedeki muhafazakar kesimi kendi tabanına çekme gayreti içerisine girmesi, radikal dini fikirlere sahip olan grupların tepkisine ve yasadışı KADEK (PKK) terör örgütüne cephe almalarına sebep olmuştur. Buna karşılık, KADEK (PKK) terör örgütü dini kesimi baskı Yukarıaltına alabilmek ve kendi isteklerine boyun eğdirebilmek amacıyla 1991 yılından itibaren özellikle İLİM KİTABEVİ çevresinde oluşan Hizbullahi gruba yönelik silahlı eylemlere girişmiş ve böylece bu grupları sindirebileceğini düşünmüştür. Bu amaçla bu grubun önde gelen ve sivrilmiş şahsiyetlerini öldürerek bu kesimi sindirmek istemiştir.

          KADEK (PKK) terör örgütü tarafından kendilerine yönelik yapılan bu eylemlere karşılık İlim grubu mensuplarının bir müddet sonra karşı eylemlere girişmesi, bilinen HİZBULLAH-KADEK (PKK) çatışmasını gündeme getirmiştir.

            İlim ve Menzil Grupları Arasında Yaşanan Çatışma İLİM ve MENZİL grupları arasında az da olsa mevcut fikir ayrılıkları 1993 yılından itibaren iki örgüt arasında çatışmaya dönüşmüştür. Birçok kişinin öldüğü ve yaralandığı bu çatışmada, İlim grubunun tek taraflı olarak silahlı eylemlere girişmesi, strateji olarak ilk zamanlarda silahlı eylemlere girmeyi uygun bulmayan Menzil grubunun büyük oranda güç kaybına neden olmuş, hatta bazı yerlerde faaliyetlerinin tamamen durması ile neticelenmiştir. Diyarbakır, Mardin ve Batman gibi illerde görülen MENZİL grubunun faaliyetlerinin Adana, Şanlıurfa, Muş, Bingöl ve Van gibi çevre illerle metropol illere kaydığı gözlenmiştir.

           Mevcut Durum Yukarı 17 Ocak 2000 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirilen operasyonda, terör örgütünün lideri Hüseyin VELİOĞLU ölü, üst düzey sorumlulardan Edip GÜMÜŞ ve Cemal TUTAR sağ olarak yakalanmıştır.

         Terör örgütü, tabanına mesaj vermek, bitiş sürecini durdurmak, güvenlik kuvvetlerinden intikam almak ve sindirmek amacıyla: a)24.01.2001 tarihinde Diyarbakır Emniyet Müdürü A.Gaffar OKKAN ve 5 Polis Memuruna, b)25.08.2001 tarihinde itirafçı Şaban ELALTUNTERİN'e, c)14.10.2001 tarihinde İstanbul'da 3 Polis Memuruna yönelik eylemler gerçekleştirmiştir. 
Kaynakça:Türkçe Bilgi.Com

EL KAİDE

 Kavramı


         Dini motifli bir terör örgütü olan El Kaide’nin öncelikle kavram olarak ele alınması ve açıklanması, örgüt ideolojisinin ortaya konulması açısından önemlidir. El Kaide Arapça kaf–ayn–dal kökünden gelen bir kelime olup ‘kamp ya da ev gibi merkez alınan bir mekân, bir üs anlamına gelebileceği gibi, evin altındaki temel anlamında da kullanılmaktadır. Bazılarının üs bazılarının ilke, yöntem veya ağ anlamına geldiğine inandıkları El Kaide, İslam’ı istismar eden militanlarca açıkça arzulanacak, taklit edilecek, kopyalanacak veya izlenecek model veya ilke anlamında kullanılmasına rağmen Arapça, El Kaide terimi bu tanımlardan herhangi birisi olarak tercüme edilir . Kökleri Soğuk Savaş’ta yatan El Kaide, 1980’lerin sonunda ABD, Suudi Arabistan ve Avrupalı devletlerin yönettiği Afgan cihadında verilen mücadele sırasında ortaya çıkmıştır. Yine kelime olarak kaide bir sütunu destekleyen taban olarak kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra kural, ilke, akide,formül, yöntem, örnek veya izlek manalarında da kullanılmaktadır. El Kaide kelimesi ilk olarak 1980’lerin ortalarında, dünyanın değişik ülkelerinden gelerek, Afgan cihadında çarpışan mücahitler tarafından kullanılmıştır .

     Başka bir kaynağa göre El Kaide sözcüğünün ilk olarak ne zaman kullanıldığı kesin olarak bilinmemektedir. Bu konuda birbirini destekleyip tamamlayan birçok rivayet bulunmaktadır. Fransız Askeri İstihbaratının eski bir ajanı olan Pierre Henry Bunel ile İngiltere eski Dışişleri Bakanı Robin Cook’a göre El kaide adı ilk olarak 1980’lerde İslam Konferansı Teşkilatı ile İslam Kalkınma Bankası’nın iletişim ağında kullanılmıştır. Her iki kuruluşun üyeleri arasında güvenli bir haberleşme sistemi kurmak gereken bilgileri dolaşıma sokmak ve üye ülkelerin yararlanabileceği verileri anında sunabilmek amacıyla Kaidet-ül Malumat adı altında iki ayağı olan bir sistem kurulmuştur.

        El Kaide lideri Usame bin Ladin, Cidde Üniversitesi’nde tanışıp kendisine önder kabul ettiği Abdullah Azzam (Ürdün asıllı bir Filistinli) ile Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgali sırasında Mektep el-Hidamat/MAK (Hizmet Bürosu/Masası) adlı kuruluşta birlikte çalışmışlardır. Ladin, bahse konu kuruluşa çalıştığı yıllarda yapılanmaya kayıt olan gönüllülerin listesini tutmak için bilgisayar ortamında oluşturduğu veri tabanına El Kaide ismini vererek, El Kaide’nin temellerini atmıştır. Nitekim El Kaide sözcüğü yapısal ve kavramsal açıdan ilk defa bu veri tabanına isim olarak konması ile ortaya çıkmıştır.

El Kaide terimi ilk kez, ABD’de 1997 yılında, 1998’in ilk aylarında yayımlanmak üzere hazırlanan bir raporda geçmiştir. Raporda, örgütlü bir grup olarak değil, çoğunlukla benzer görüşleri taşıyan Sünni aşırıların yer aldığı eylemsel bir merkez olarak tanımlanan El Kaide, ilk defa bir terör örgütü olarak, Afrika’nın doğusunda bulunan ABD Büyükelçiliklerine 1998 yılında yapılan terör saldırılarının hemen sonrasında, ABD Federal Araştırma Bürosu’nun (FBI) bu saldırılarla ilgili olarak başlattığı soruşturmalarda kullanılmıştır. FBI’ın hazırladığı yasal belgelerde görünmeye başlayan başka bir konu da, biat ya da yeminle Bin Ladin’e değil, örgüte bağlı kalacaklarına söz veren El Kaide üyelerinin bulunduğu düşüncesidir . Dönemin ABD başkanı Bill Clinton, ABD büyükelçilerine yönelik düzenlenen bu saldırılara misilleme olarak Amerikan ordusuna füze saldırısı emri vermiş ve füzelerin hedefini Usame Bin Ladin’e bağlı veya onun desteklediği köktenci gruplar ağı şeklinde tanımlayarak, doğrudan El Kaide’yi telaffuz etmemiş olsa da El Kaide’yi işaret etmiştir.

       Usame Bin Ladin, kaide kelimesinin düstur ve temel anlamından yola çıkarak, kurduğu örgütle kendini yol gösterici olarak görmekte ve Vahhabiliği gerçek kimliğine kavuşturma yolunda kendini bir rehber saymaktadır.

       Abdullah Azzam Sovyet savaşı zaferle bittikten sonra kendilerini bu mücadeleye en fazla adamış gönüllü savaşçılara biçtiği rolü anlatırken 1987 yılında; “Her ilkenin kendisini ileriye taşıyacak, ağır görevler üstlenip büyük fedakârlıklara katlanacak bir muhafıza gereksinimi vardır. Dünyevi ya da ilahi tek bir ideoloji yoktur ki, zafere ulaşmak için sahip olduklarının hepsinden vazgeçecek bir muhafıza gereksinim duymasın. O, bu sarp, sonu gelmez, zorlu yolda bayrağı en önde taşır, ta ki gerçek hayatta amacına ulaşana dek. Allah onun bunu başarmasını ve kendini göstermesini buyurmuştur. Bu muhafız, beklenen özlenen toplumun güçlü temelini El Kaide El Sulba oluşturur.” şeklinde El Kaide’yi tarif etmiştir. Görüldüğü gibi Abdullah Azzam’ın yapmış olduğu tarif bir örgütten ziyade bir eylem biçimini, bir taktiği aynı zamanda da bir düşünce yapısını tarif etmektedir.
        El Kaide, farklı ülkelerden üyelere sahip çok uluslu bir terör örgütü olarak dünyanın herhangi bir ülkesinde/şehrinde terör eylemi yapabilmektedir. Bu durum El Kaide hareketini birçok ülke/devlet için tehlikeli hale getirmiştir. Ancak El Kaide’yi asıl tehlikeli kılan gerçekleştirdiği terör eylemleri değil beslendiği ideolojidir.

El Kaide Terör Örgütünün Eylemleri

        El Kaide isminin tüm dünyaca tanınması 11 Eylül saldırıları ile gerçekleşmiş olsa da El Kaide’nin kurulduğu günden bu yana çeşitli eylemleri olmuş ve yüzlerce insan bu eylemlerde yaşamını yitirmiştir. El Kaide eylemlerinin birçoğunu üstlenirken, eylemlerin bir kısmı ise El Kaide ideolojisinden etkilenen ve El Kaide’nin eylemlerini kendisine bizzat model almış kişiler tarafından yapılmıştır.
       El Kaide yapmış olduğu bilinen ve değerlendirilen çeşitli terör saldırılarına şu şekilde sıralanabilir:

29 Aralık 1992: Yemen’in Aden şehrinde Somali’ye gitmekte olan ABD’li askerlere yönelik gerçekleştirilen otel bombalama olayı. Bu olayda iki Avustralyalı turist hayatını kaybetmiştir. Bu olayın El Kaide’nin gerçekleştirdiği ilk eylem olduğu sanılmaktadır.

23 Şubat 1993: New York’ta Dünya Ticaret Merkezi’nin bombalanması eylemi. Bu eylemde sekiz kişi yaşamını yitirirken binden fazla insan yaralanmıştır.

3-4 Ekim 1993: Somali’nin Başkenti Mogadişu’da 18 ABD askerinin öldürülmesi eylemi.

Ocak 1995: Filipinlerde Papa’ya yönelik olarak gerçekleştirilen suikast girişimi.

1995: Cezayirli İslami Grubunun (GIA) Fransa’ya karşı yürüttüğü savaşta çeşitli bombalamalar gerçekleştirilmesi eylemleri.

Haziran 1995: Etiyopya’nın Başkenti Adis Ababa’da Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek‘e yönelik suikast planlanması. ABD’nin araştırmalarına göre bu suikast girişimi Bin Ladin tarafından planlanmıştır.

13 Kasım 1995: Suudi Arabistan’ın Başkenti olan Riyad’da 5 ABD’li asker ve Hint’linin ölümü ve 60 kişinin yaralanmasına yol açan Ulusal Arap Koruma Merkezi’ne yönelik kamyonla bombalama eylemi.

19 Kasım 1995: Pakistan’da 17 kişinin ölümü ile sonuçlanan Mısır Büyükelçiliğinin bombalanması eylemi.

25 Haziran 1996: Suudi Arabistan’ın Hobar kentinde 19 Amerikan askerinin ölümüne yol açan Hobar Kulelerinin patlatılması eylemi.

7 Ağustos 1998: Amerikan askerlerinin Suudi Arabistan’a girişlerinin sekizinci yıldönümünde Nairobi, Kenya, Tanzanya, Dar El Selam’daki ABD büyükelçiliklerine yönelik gerçekleştirilen ve 257 kişinin ölümü ve yaklaşık 5500 kişinin yaralanması ile sonuçlanan eş zamanlı bombalama eylemleri.

12 Ekim 2000: Yemen’in Aden Limanı’nda USS Cole destroyerine yönelik bir bot ile patlatılarak gerçekleştirilen ve 17 Amerikan denizci askerinin ölümü ve 30 askerin yaralanması ile sonuçlanan intihar saldırısı eylemi.

11 Eylül 2001: ABD’de kaçırılan 4 iç hat yolcu uçağından ikisi New York’taki İkiz Kulelere, biri Pentagon’a çarpması ve dördüncüsünün ise Pennsylvania’da bir araziye düşürülmesi ile gerçekleştirilen ve yaklaşık 3000 kişinin hayatını kaybetmesi ile sonuçlanan intihar saldırıları eylemleri.

11 Nisan 2002: Tunus’un güneyindeki Cerba adasında bulunan bir havraya yönelik olarak gerçekleştirilen ve 21 kişi hayatını kaybettiği eylem.

8 Mayıs 2002: Pakistan’da Fransızlara ait tersane inşaatının çalışanlarını taşıyan otobüse yönelik gerçekleştirilen ve 11 Fransız vatandaşının hayatını kaybettiği bomba yüklü araçla intihar saldırısı eylemi.

6 Ekim 2002: Yemen açıklarında bir Fransız petrol tankerine yönelik saldırıda mürettebattan bir kişinin hayatını kaybettiği eylem.

12 Ekim 2002: Bali’de bir diskotek önünde havaya uçan bomba yüklü araç ile gerçekleştirilen ve çoğunluğu Avustralyalı 202 kişinin ölümü, 300 kişinin yaralanması ile sonuçlanan eylem.

18 Kasım 2002: Mombasa’da İsraillilerin kaldığı otele düzenlenen intihar saldırısında 18 kişinin hayatını kaybettiği eylem. Aynı anda bir İsrail yolcu uçağı, Mombasa’ya inişi sırasında atılan iki füzeden son anda kurtuldu.

12 Mayıs 2003: Riyad’da bir siteye düzenlenen üçlü intihar saldırısında, 9’u Amerikalı, 12’si intihar eylemcisi 35 kişinin hayatını kaybettiği eylem.

16 Mayıs 2003: Kazablanka’da yabancıların ve Yahudilerin gittiği otel ve lokantalara düzenlenen eş zamanlı saldırılarda, 12’si eylemci 45 kişinin yaşamını yitirdiği ve yaklaşık 100 kadar kişinin yaralandığı eylem.

5 Ağustos 2003: Cakarta’nın merkezinde Amerikan Marriott oteline yönelik gerçekleştirilen ve 12 kişinin ölümü, 150 kadar kişinin yaralanması ile sonuçlanan eylem.

8 Kasım 2003: Riyad’ın batısındaki bir siteye düzenlenen ve 17 kişinin ölümü ve 199 kişinin yaralanması ile sonuçlanan intihar saldırısı eylemi.

15 ve 20 Kasım 2003: İstanbul’da iki sinagog ve İngiliz Başkonsolosluğu ile İngiliz HSBC bankasına yönelik düzenlenen ve 63 kişinin ölümü, 799 civarında kişinin yaralanması ile sonuçlanan bombalama eylemi.

1 Şubat 2004: Erbil kentinde bölgenin önde gelen iki siyasi oluşumu, Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği ve Irak Kürdistan Demokrat Parti binalarına yönelik düzenlenen ve 195 kişinin ölümü ile sonuçlanan intihar saldırısı eylemi.

11 Mart 2004: Madrid’de banliyö trenlerine yönelik gerçekleştirilen ve 191 kişinin ölümü ile 2999 kişinin yaralanması ile sonuçlanan bombalama eylemi.

7 Temmuz 2005: İngiltere’nin başkenti Londra’nın çeşitli yerlerinde gerçekleştirilen ve 59 kişi ölümü, yaklaşık 799 kişinin yaralandığı eylem.  

Kaynakça:terororgutleri.com

 - 3  -

Yorumlar