DIŞ DEVLETLERCE TÜRKİYENİN GÜÇLENMESİNİ, BÜYÜMESİNİ ENGELLEMEK,BÖLMEK VE PARÇALAMAK AMACIYLA KURULMUŞ ÖRGÜTLER
PKK
1970 li yılların sonlarından itibaren;Türk-Kürt ayrımı gözetmeksizin, kadın, çoluk,çocuk demeden katleden, polis,asker,sivil ayırt etmeksizin kalleşçe pusularla şehit eden,Türkiye'nin aslında en fazla alt örgüt ve yapılanma ile mücadele ettiği kanlı terör örgütü PKK'dır. Aslında birçok örgütte olduğu gibi
içinde parçalanma ve farklı yapılanmalar ile kendine yeni isimler bulmuş
olsa da, toplum tarafından tek bir isimle algılanmaya devam etmektedir "PKK.".
Kongra-Gel, KADEK, HPG, JYA STAR,
KCK, TAK ve bunun gibi yapılanmalar bu terör ideolojisinin içinden çıkıp
bağımsız birer terör örgütü gibi davransalar da eylemleri sonuç olarak aynı tip
ve aynı amaçla yapılmaktadır (TERÖR)
Son dönemde örgütün Suriye'deki uzantısı olarak kabul edilen PYD ve YPG de ülke gündemine oturmuştur. Dış devletlerin Işid le mücadele ediyorlar diye büyük bir askeri ve ekonomik destek verdiği bu örgütler Türkiyenin Irak ve Suriye sınırı boyunca yayılmacı politikalar gütmekte olup amaçları Türk Devletine komşu bir kürt devleti oluşturmaktır. Aslında bir kürt devleti demekte yanılış olur. PKK devleti demek daha doğru olur. Eğer amaç kürtlerin temsili ise Mesut Barzani yönetimindeki Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKYB) mevcut bulunmaktadır,onlara katılabilirlerdi. Burada alt amaç "Alenen Türk Devletine karşı düşmanlık yapamayan devletlerin PKK maşasıyla GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE olmasını engellemek gerekirse bölünmesini parçalanmasını sağlamaktır.
Bu bağlamda örgütün İran bağlantısı PJAK da dikkate alınmalıdır.
PDY,
FETÖ /PDY olarak da adlandırılan FETÖ (Fetullahçı Terör Örgütü) terör
örğütüne bağlı bir bölüm olarak adlandırılıyor. Açılımı ise Paralel
Devlet Yapılanması...
Fetullah Gülene bağlı bir örgüt olan PDY
devlet içindeki tüm hareketlerden sorumlu. PDY aslında silahsız bir
yapılanma olarak ortaya çıkmıştı. Fakat son zamanlarda Fetö /PDY Silahlı
örğütü olarak tanımlanmaktadır.
FETÖ/PDY SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK TESCİLLENDİ
Nitekim 15 Temmuz dabre girişiminden kısa bir süre önce Erzincan'daki
"Ergenekon" davasının gizli tanıklarına hapis cezası verilen kararın
gerekçesinde FETÖ/PDY'nin, silahlı terör örgütü olduğunun kabul edilmesi
gerektiğine yer verildi.
Erzincan'daki "Ergenekon" davasının gizli tanıklarının hapis cezasına
çaptırılmasına hükmeden mahkeme kararının gerekçesinde, "Fetullahçı
Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY)", silahlı terör
örgütü olduğunun kabul edilmesi gerektiğine yer verildi. Böylece
FETÖ/PDY'nin silahlı terör örgütü olduğu ilk kez mahkeme kararına girdi.
2009 yılında "İrtica ile Mücadele Eylem Planı"nı uygulamaya koydukları iddiasıyla dönemin Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı olan CHP İstanbul
Milletvekili İlhan Cihaner ve eski 3. Ordu Komutanı emekli Orgeneral
Saldıray Berk ile CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek'in de
aralarında bulunduğu 14 sanık hakkında Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinde
açılan "Ergenekon" davasında gizli tanık olarak ifade verenler hakkında
açılan davada mahkeme, sanıklar Serkan Zirek'e 20 yıl, Ahmet Koç'a ise 6
yıl 3 ay hapis cezası vermişti.
Erzincan Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Haziran'da verilen söz konusu
kararın gerekçesinde, FETÖ/PDY ile ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü
Terörle Mücadele Daire Başkanlığınca, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı
Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosunun yürüttüğü
soruşturma kapsamında arşiv kayıtlarına intikal eden her türlü bilgi,
belge ve dokümanın incelenmesi sonucu düzenlenen 31 Aralık 2015 tarihli
rapordaki bilgilere de yer verildi.
"YÜZLERCE SUBAYIN HAYATINI KARARTTILAR"
Yargı teşkilatında 1990'lı yıllardan itibaren örgüt evlerinde yetişen
elemanların hakim ve savcılığa yönlendirilmeye başlandığına işaret
edilen kararda, şu tespitlere yer verildi:
"Emniyet ve yargıya yerleştirdiği örgüt üyeleri ile ülkenin yargı
sistemini tamamen kendisine hizmet eder hale getirdiği, adeta devlet
içinde paralel bir yargı ve polis teşkilatı kurduğu, bu kurumları
vasıtasıyla iş adamlarını sahte soruşturmalarla sindirildiği, askerler
ve bürokratların tutuklandığı, insanların özel görüntüleri ve
konuşmalarının usulsüz olarak elde edildiği ve örgütün medya
kanallarında servis edilerek bir korku imparatorluğu kurulduğu bilinen
bir gerçektir."
Örgütün çok büyük bir camiaya sahip olduğu düşüncesi ile artık önünde
kimsenin duramayacağı fikrine kapıldığı, yaşadığı öz güven patlamasının
neticesi olarak 2007 yılından beri devletin güvenliğinin teminatı olan
Türk Silahlı Kuvvetlerinde kendisine muhalif olan subayları pasivize
edebilmek için kendi uydurduğu delillerle operasyon yaptığı, bu şekilde
yüzlerce subayın hayatını kararttığı da kararda yer aldı. (Kaynakça : Sabah Gazetesi)
NOT: Fethullah Gülen yıllarca İslamı ve müslüman kesimi temsil ettiğini, yurtdışında da okullar açarak Türkiyeyi Dünyaya tanıttığını söyledi. Her hükümetle iyi diyaloglar geliştirdi. Bizde yurtdışındaki okulları medyadan görerek gurur duyduk.
Alt ve gizli Niyet.... Türkiyede iktadarı ele geçirmek, okullar vasıtasıyla da yetiştirdiği gençlerle Dünyada söz sahibi olmak.
Hani dini bütün bir kesimdiniz. Yüce Rabbimiz içindi, Ahiret içindi bütün çalışmalarınız. Öyleyse iktidarla,hükümeti devirmekle neydi amacınız.
Bütün çalışmalarınız mevkii,makam,güç ve para içindi değilmi. Size inanan güvenen masum insanların tertemiz hisleriyle oynamanızın amaci tek kelime ile: GÜÇ'tü?
Bu hırslarınız için Değermiydi yüzlerce vatandaşın şehit edilmesine,arkada kalan gözü yaşlı insanlara.. Oynamayın tertemiz insanların hisleriyle, oynamayın gençlerin geleceğiyle. Sizlerin sayesinde kardeş kardeşe,baba oğola-oğul babaya güvenemeyecek duruma geldi..
İNSANLARIN TERTEMİZ HİSLERİNDEN MENFAAT EDİNENLERE YAZIKLAR OLSUN....
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınızı Bekliyoruz.