Pkk aslında Ermeni terör örgütü Asala nın
bir uzantısı olduğu gerçeği artık kamuoyunda iyiden iyiye konuşulmaya
başlandı. Peki Asala ne, PKK kim amaçları neler….Kürt ve Türklerden
beklentileri neler.Türkiye’yi nasıl bir oyunun içine sokmaya
çalışıyorlar. İşte her vatandaşımızın bilmesi öğrenmesi gereken
gerçekler ilk kez FİB Haber de… Mutlaka okumalısınız ve bu gerçekleri
bilmelisiniz.
Pkk aslında Ermeni terör örgütü Asala nın
bir uzantısı olduğu gerçeği artık kamuoyunda iyiden iyiye konuşulmaya
başlandı. Peki Asala ne, PKK kim amaçları neler….Kürt ve Türklerden
beklentileri neler.Türkiye’yi nasıl bir oyunun içine sokmaya
çalışıyorlar. İşte her vatandaşımızın bilmesi öğrenmesi gereken
gerçekler...
Türkiye üzerinde oynanan oyunlar ve gizli planlar şüphesiz ülkemizde haçlı zihniyetinden günümüze kadar gelmektedir… ASALA'nın ardındaki sır Türkiye bir ağaçtır. Gürlediği zaman budanacak, ölmeye yüz tuttuğu zaman da sulanacak.Eğer Amerika, Avrupa, eski Sovyetler, şimdiki Rusya, Türkiye üzerindeki emellerinden vazgeçerlerse Türkiye'deki terör bıçakla pastayı kesmiş gibi biter. Eğer emellerinden vazgeçmezlerse, ASALA biter, PKK başlar, PKK biter, ASALA başlar... " Aslında bize unutturulmuş yada unutturulmaya çalışılan tarihimiz o kadar önemli gerçekleri içerisinde barındırıyor ki. Dünü olmayanın yarını da olmaz. Dünü unutursak yarına güvenle asla bakamayız.Bu yüzden bu konuyu tarihsel zincirlerin birer halkası olarak değerlendirmeliyiz.Dün ne oldu bugün ki yaşananların gerçekte sebepleri nelerdir sorularına her zaman tarih ışık tutacaktır. Bizde konumuzu fazla değil bundan 4 sene öncesine gidiyoruz. Yıl 2008 ve Kayseri de bir sempozyumda o dönemin Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’nun açıklamalarına götürüyoruz.Halaçoğlu’nun o açıklamaları o dönemde ortalığı kasıp kavurmuştu. Sırada yeni tezler var.Peki Halaçoğlu ne söylemişti gelin isterseniz önce bir hatırlayalım: “ Halaçoğlu’nu doğrulayan Prof. Salim Cöhce, “Türkiye’de Araplaşan binlerce Ermeni var.” diyor.” Prof. Halaçoğlu, o gün Kayseri’de şu sözleri sarf etmişti : “Müslümanlığı kabul etmiş ve kendisini Türk olarak kabul etmiş insanlar gelip Anadolu’ya yerleşmiştir. Dolayısıyla bunları bir mozaik olarak kabul etmek, farkına varmadan ülke içerisinde de birtakım gruplaşmalara neden olmaktadır. Bu konuda özellikle siyasetçilerin çok dikkatli olması gerekir. Araştırmalarımızda Kürt diye bildiğimiz insanların aslında yapısal olarak ‘Türkmen asıllı’ olduğunu, ‘Kürt-Alevi’ olarak bilinen vatandaşların ise ‘Ermeni kökenli’ olduğunu gördük. Ülkeyi bölmeye çalışan TİKKO ve PKK terör örgütlerinin içinde yer alan insanların birçoğu Ermeni dönmesi Kürtlerden oluşuyor. TİKKO ve PKK hareketi bizim bildiğimiz gibi Kürt hareketi değildir.” Özellikle dış mihrakların beslediği bazı emellerine ulaşmak için ermeni gizli örgütü Asala ile başlayan serüven bu günlerde pkk ile devam ediyor. Pkk leşleri içinde ermeni Asala’nın bozguna uğraması ile AKSİYON GÜNDEME GETİRMİŞTİ Halaçoğlu’na en büyük tepki Alevi ve Kürtlerden geldi; daha sonra bazı aydınlardan… Bunun üzerine ikinci bir açıklama yapma gereğini duydu TTK Başkanı: “Bütün Kürtler Türkmen’dir ya da bütün Alevi Kürtler, Ermeni kökenlidir demedim. Bu oran Kürtlerin yüzde 30’u kadardır… 1915’te sürülmemek için Müslümanlığa geçen Ermenilerin sayısı 1920’lerde 100 bin kadardı... 1936-37 yıllarında ise devlet bu kişileri ev ev tespit etmişti. Listeler elimde. Devlet isterse açıklarım…” Bu ‘resmî’ ifadelerle birlikte, öteden beri söylenen; ancak pek dillendirilmeyen “içimizdeki Ermenilerin” varlığı da ‘resmen’ deşifre edilmiş oldu. Zaten tartışmalar da daha çok bu noktaya kilitlendi. Kürt-Alevilerin önemli bir kısmının “Ermeni dönmeler” olduğunun söylenmesi de önemli bir husus. Aslında Aksiyon dergisi bu konuyu daha önce gündeme getirmiş, sesiz bir tartışmanın ve bir sorgulamanın başlamasına öncülük etmişti. Dergimizin 577. sayısına kapak olan “Anneannem bir Ermeniydi” ve 634. sayıdaki “ Cinayet Kripto Ermeniler için milat” haberleri önemli bir kaynak olarak kayıtlara geçmişti. Ermeni gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesinden sonra Aksiyon’a konuşan İnönü Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salim Cöhce, Halaçoğlu’nun yeni gündeme getirdiği konuyu o tarihlerde şöyle özetliyordu: “Türkiye’de kendini gizleyen 80 ila 100 bin civarında Ermeni var… Ermeniler daha çok Kürt ve Alevilerin içinde gizlendiler.” AMERİKALILAR DA DOĞRULUYOR Prof. Dr. Salim Cöhce bu kez başka bir tezi gündeme getiriyor: Türkiye’de Araplaşan binlerce Ermeni var.” Prof. Cöhce, “Yusuf Halaçoğlu’nun söyledikleri doğrudur ve yeni bir şey değildir. Bilinen; ancak kimsenin açıklamadığı şeylerdir.” diye başlıyor söze. Bu konuda kendilerinin artık birtakım “yeni açıklamalar” yapması gereğine işaret eden Cöhce şöyle konuşuyor: “Kripto Ermenilerle ilgili yıllardır sürdürğümüz çalışmalarda bu konuları daha önce gündeme getirmiştik. Bunlar bizim uydurduklarımız değil. O tarihlerde Amerikalı temsilcilerin kayıtlarında da bunlar var. Erzurum’da 500 bin Ermeni’yi Kürtler sakladı. Aynı şekilde Tunceli’de 50 bin Ermeni yine buradaki Aleviler tarafından saklandı. Kürt Aleviler bunlardır. Varto ve Hınıs’ta da aynı durum olmuştur. Birçok yerde bu var. 1841-1863 tarihleri arasında Amerikan misyonerlerin yaptığı araştırmalar var. Etnik ve dinî kökene dayalı bir çalışma bu. Burada kim kimdir, nedir tespit ediliyor. Hatta Amerikalılar bu amaçla Atatürk Üniversitesi’nin Van’da kurulmasını istiyorlar. Daha rahat araştırmalar yapmak için. Ancak Demokrat Parti üniversitenin Erzurum’da kurulmasını sağlıyor.” Sadece Ermenilerin Kürt-Alevi olmadığını veyahut Kürtleşmediğini vurguluyor Prof. Dr. Salim Cöhce: “Binlerce Ermeni aynı zamanda Araplaştı. Siirt, Hatay, Urfa, Mardin gibi yerlerde yaşayanlar, kendilerini Arap kimliği içinde gizlediler. Bunlar bugün Arapça konuşuyor ve kendilerini dışarıya Arap olarak gösteriyor. Tehcire Gregoryan Ermenileri tâbi oldu. Protestan ve Katolik Ermeniler bundan çok az etkilendi.” Prof. Cöhce, Araplaşan Ermenilerle birlikte “Süryanileşen Ermenilerin” de olduğunu sözlerine ekliyor.
TERÖR ÖRGÜTLERİNDEKİ GİZLİ ERMENİLER
TTK Başkanı Prof. Halaçoğlu’nun dikkat çektiği diğer bir nokta ise TİKKO
ve PKK terör örgütlerinin içinde yer alanların birçoğunun “Ermeni
dönmesi Kürtler” olduğuydu. Tartışma, bu sözler üzerine daha da
alevlendi. Peki Halaçoğlu haklı mıydı?
Türkiye’nin terör tarihinde gizli veya Kripto Ermenilerin olduğu, terör
örgütlerinde de Türkiye karşıtı Ermenilere büyük sempati duyulduğu bir
gerçek. Bölücü Ermeniler en fazla PKK içerisinde yer aldı. İmralı’da
tutuklu bulunan teröristbaşı Abdullah Öcalan, ikinci kez devlet başkanı
seçilmesi sonrasında Ermenistan Devlet Başkanı Robert Koçaryan’a 10
Nisan 1998’de gönderdiği mektupta, 1915 tehcirini soykırım olarak
tanıdıklarını bildiriyordu. Öcalan’a göre Ermeni soykırımı, Hitler’in
Yahudi soykırımı için de önayak olmuştu. Aynı şekilde PKK’ya
yakınlığıyla bilinen Avrupa’daki sözde “Kürdistan Parlamentosu” da Nisan
1997’de aldığı bir kararla Ermeni tehcirini “soykırım” olarak
tanımıştı. Kararda ilginç bir şekilde, Hamidiye Alayları ile korucu
sistemi arasında bağlantı kurulup, günümüzde de Kürtler ve Aleviler’e
yönelik “soykırım” yürütüldüğü iddia edilmişti.
PKK içerisinde yer alan “Ermeni dönmeler” ve “gizli Ermeniler” ile örgüt
arasında sıkı bağ bulunuyor. PKK Başkanlık Konseyi üyesi Nuriye Kespir,
Merkez Komite üyeleri Bekir Bakırcıoğlu ve Musa Haciyav’ın da sözü
edilen Ermenilerden olduğu biliniyor.
ÖCALAN-TİKKO-ASALA BAĞLANTISI
TİKKO’daki Ermeniler ile PKK arasındaki bağlantı, karşılıklı menfaat
ilişkisine dayanıyor. Ermeniler terör örgütü mensuplarına yardım ettiği
gibi, militanlar da Ermenilere yardım ediyor. Bu anlamda bir dönem
faaliyette olan ASALA ile PKK ilişkisi bir tesadüf değil. Adapazarı’nda
öldürülen uyuşturucu kaçakçısı Behçet Cantürk, ASALA konusunda ön plana
çıkan bir isim. Diyarbakır Lice nüfusuna kayıtlı Cantürk’ün annesi,
Hatun Demirciyan isimli bir Ermeni. Cantürk’ün yasadışı yollardan elde
ettiği paraları önce ASALA, sonra PKK’ya aktardığı, PKK’nın kaçırdığı
uyuşturucuyu dünya piyasalarına pazarladığı ileri sürülmüştü. Abdullah
Öcalan İmaralı’da görülen duruşmasında ASALA ile 1980’lerde birlikte
hareket ettiklerini ve toplantı düzenliklerini aktarıyor. Amerika’da
yayımlanan Armenian Struggle dergisinde 1985’te çıkan bir makalede de
ASALA yandaşlarının şu ifadelerine yer veriliyor: “Türk askerlerine
karşı Kürt kardeşlerimizle omuz omuza verdiğimiz mücadelede bir üst
düzey militanımızla 22 savaşçımızı yitirdik. Kürt kardeşlerimizle
beraber silahlı mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir. Şimdilik
toparlanmak için daha geri mevzilere çekileceğiz; ancak bir süre sonra
Kürt savaşçılarla eylemlerimizi Anadolu’nun içine kadar taşıyacağız.
Bundan kimsenin şüphesi olmasın.”
SOL TERÖR İÇİNDEKİ KRİPTO ERMENİLER
Tıpkı PKK’da olduğu gibi birçok sol örgütte de lider seviyesinde
Ermeniler var. Türkiye Komünist Partisi-Marksist/Leninist (TKP/ML)’nin
askerî kanadı olarak ortaya çıkan terör örgütü TİKKO’da çok sayıda
Ermeni’nin varlığı dikkat çekiyor. Ermeni-Hıristiyan Garbis Altınoğlu,
TKP/ML örgütünün teorisyenliğini ve genel sekreterliğini yaptı. TİKKO’ya
yakın internet sitelerinde hâlâ yazıları yayımlanıyor. 1946 doğumlu
Garbis Altınoğlu, Boğaziçi Üniversitesi İş İdaresi Bölümü mezunu. Babası
Ohannes Altınoğlu da 1957’de Amasya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı
ile İslam olan dinini Hıristiyan olarak değiştirmiş.
Ermeni asıllı bir diğer TİKKO mensubu ise Orhan Bakır (Armanek
Bakırcıyan) idi. Bakırcıyan, 12 Eylül öncesi İstanbul Üniversitesi Fen
Fakültesi’nde okurken arkadaşı Hrant Dink ile birlikte Surp Haç
Lisesi’nde belletmen olarak görev yapıyordu. Bakırcıyan daha sonra Hrant
ve arkadaşı Stefan ile sol örgütlere katılma kararı aldı. Ancak Ermeni
oluşları işlerini zorlaştırmasın diye Hırant, Fırat; Stefan, Murat;
Armanek ise Orhan adını aldı. Dağa çıkan ve sonraki yıllarda Ali Ağa
koduyla Tunceli ve civarında terör estiren Armanek, nam-ı diğer Orhan, o
bölgedeki gizli Ermenilerle temas kurmayı başardı. 1978’de askerî bir
operasyon sırasında öldürüldü. 1988’de İzmit yakınlarında bir TİKKO
evini basan güvenlik güçleri, Ermeni asıllı Türk vatandaşı Manvel
Demir’i yaralamış; ancak Manvel kaldırıldığı hastanede hayatını
kaybetmişti. Demir, Ömer kod adıyla TKP/ML’nin İstanbul İl Sekreterliği
görevini yürüttü. TİKKO’nun Zeytinburnu sorumlusu Aziz Demirel de Ermeni
asıllı idi.
KÜRT İSYANLARINDA DA VARLAR
Ermeniler ile isyancı Kürtlerin ilişkisi bazı bölgelerde belirgin olarak
ortaya çıkıyor. Tunceli, Hozat, Ovacık, Çemişgezek, Mazgirt, Pülümür,
Elazığ, Tercan, Dicle, Erzincan ve Sivas bu yerleşim yerlerinin başında
geliyor. Bunda tehcir sırasında yaklaşık 20 bin kadar Ermeni’nin, Alevi
ve Alevi Kürtlerin yaşadığı sarp dağlarla çevrili Dersim aşiretlerine
sığınması etkili oldu. Buradaki Ermeniler daha sonra civara yayılarak
biraz da intikam hissiyle Kürt isyanlarında aktif görev aldı. Dersim
İsyanı’nın başlamasına bir Ermeni start verdi. Ermenilerin isyancı
Kürtlerle bağlantısı günümüzde hâlâ birçok noktada esrarını koruyan Ağrı
ve Dersim isyanlarında belirgin şekilde karşımıza çıkıyor. Ağrı isyanı
için Ermeni Taşnak örgütünün bir temsilcisinin Ağrı’ya geldiği
biliniyor. Zilan Kürtleri arasında iyi tanındığı için “Ermeni Zilan”
lakabını alan Ardeşir Muradyan, isyanın silahlı kanadı komutanları
arasında yer alır. 1937’de Dersim isyanının fitilini de Kahmut
Köprüsü’nü yakan Ermeni asıllı Demirci Mustafa ateşler. Demirci Mustafa
Ateş, 1993’te 84 yaşındayken asıl dini olan Hıristiyanlığa döner.
Tunceli merkez nüfusuna kayıtlı Mustafa Ateş 1979’da ismini Marcelo,
dinini de Hıristiyanlık olarak değiştirir; ancak 1992’de tekrar
İslamiyet’e geçer.
BAZI İLLERDEKİ KRİPTO ERMENİLER
Şehir Kripto Ermeni sayısı ve ‘resmî’ durumu
Diyarbakır Bin aile (Kürt, Süryani ve Alevi)
Malatya 3 bin 655 aile (Kürt-Alevi)
Kayseri 5 bin aile (Türk)
Elazığ Bin aile (Kürt, Alevi)
Van 4 bin aile (Kürt)
Tunceli 2 bin aile (Kürt-Alevi)
Şanlıurfa 3 bin 500 aile (Kürt, Arap)
Siirt 1200 aile (Arap, Kürt-küçük bir kısmı)
Hatay 1100 aile (Arap)
Bitlis 200 aile (Kürt)
Erzurum 3 bin aile (Kürt, Alevi, Türk-küçük bir kısmı)
Erzincan 1300 aile (Alevi, Kürt)
Sivas 2 bin aile (Kürt, Alevi)
Mardin 1500 aile (Arap)
K.Maraş 3 bin aile (Kürt, Alevi)
Adıyaman 1600 aile (Kürt)
Adana 2 bin aile (Kürt, Arap, Alevi)
* Bu veriler değişik kuruluş ve araştırmacıların devam eden
çalışmalarından alınmıştır. Sayılar, tespit durumuna göre değişime
açıktır.
KÜRT YAZAR ÜMİT FIRAT: ERMENİLEŞEN KÜRTLER DE VAR
“Profesör Halaçoğlu’nun açıklamaları Türk Tarih Kurumu tezinin ve Güneş
Dil Teorisi’nin iflası anlamını da taşıyor. Bu teze göre herkes Türk
soyundan geliyordu. Afet İnan gibilerin çalışmaları artık rafa
kaldırılıyor. Halaçoğlu’nun söylediği Ermenilerin, Kürt Alevi olması,
Kürtleşmesi doğaldır ve doğrudur. Kendilerini kurtarmak için öyle
göstermişler ve zamanla benimsemişler. Tersi bir durum söz konusu;
Kürtlerin bazıları da Ermeni olmuştur. Batı’da da değişenler oldu.
Türkiye’de herkesin dosyası vardır. Bu bilgiler devletin elinde. Ama
bazıları aleyhte kullanıyor. Bu doğru bir çıkarım değil. Devlet kimin ne
olduğunu çok iyi biliyor. Alparslan Türkeş için Van’dan göçen bir
Ermeni ailesinin çocuğu dediler. Siyasette bu kullanıldı. Başkaları için
de çok yakıştırmalar oldu. Çevremizde yakın akrabamızda geçmişte Ermeni
genç kızlarla evlenenler oldu. Kızlar Müslüman olmak zorundaydı. Bu
Ermeniler Ermeni olduklarını gizlediler. Ancak ortam yumuşayınca
özlerine sahip çıktılar. Benim babaannem, anneannem bir Ermeniymiş
demeye başladılar. Ben Kığlılıyım (Bingöl) demeye çekiniyordum. Benim
mensup olduğum Kığlı ilçesi ve onun çevresindeki yerleşim yerlerinde pek
çok ailede Ermeni gelinler vardır. Benim kuzenimin de anneannesi
Ermeniydi.”
İşte bu açıklamalar aslında ortada oynana oyunun en açık
realitesidir.Zira yapılan araştırmalar Asala ile başlayıp pkk tikko gibi
farklı isimlerde devam eden bir takım terör örgütü grupların temelinin
aynı olduğunu gösteriyor.Yine bu önemli araştırma aslında Kürtlerin bir
Türk
Son Asala örgütüyle amacına ulaşamayan ve hüsrana uğrayan ermeni terör
örgütü grubunun, Ermenilerin intikam ve sinsi oyunları nedeniyle Kürt
savunuculuğu rolüyle pkk adıyla kurdukları yeni terör örgütüyle
“Türk-Kürt” kardeşliğini dünden bugüne bozmaya ve yıkmaya
çalışmışlardır.
Sinsi oyunun birer parçası olarak özellikle cahil Kürt vatandaşlarımızı
kendi emelleri için kullanırlarken yine cahil Türk vatandaşlarımıza da
ara bozucu nefret ve nifak tohumları atmaya çalışmışlardır.
ASALA-PKK el ele
Ermeni terör örgütü ASALA'nın, terör örgütü PKK ile ortak hareket ettiği
ortaya çıkması da aslında bir çok şeyi tüm gerçekliği ile ortaya
koymaya yetiyor.
Asala örgütü Nedir? Amacı Nedir…
ASALA (İngilizce: Armenian Secret Army for the Liberation of Armenia
tamlamasının kısaltmasıdır; Ermenice: Հայաստանի ազատագրության հայ գաղտնի
բանակ Hayastani Azatagrut'yan Hay Gaghtni Banak) veya tam adı ile
Ermenistan'ın Kurtuluşu için Ermeni Gizli Ordusu, 1973 ve 1985 yılları
arasında, Türkiye dahil 16 farklı ülkede Türk ve diğer mülki ve
diplomatik hedeflere karşı terör eylemlerinde bulunmuş solcu ve aşırı
milliyetçi Ermeni terör örgütü.
Bir çok kaynaklarda (kimi tarafsız kaynaklar da dahil olmak üzere) terör
örgütü olarak nitelendirilmektedir. 1980-1990 yıllarında ABD'nin terör
örgütü listesinde de yer almaktaydı.
Tarihi
1975 yılında Lübnan İç Savaşı esnasında, Beyrut şehrinde, sempatizan
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'nin yardımı ile Agop Agopyan tarafından
kurulmuştur. Agopyan'a göre, örgütün temel amaçları Ermeni ilkesininin
dünya kamuoyuna tanıtılması ve yurtdışı Ermeni toplumunda milliyetçi
duygunun yükseltilmesi olmuştur. ASALA özellikle bağımsız bir Ermenistan
kurmak, Ermeni Soykırım iddialarını Türkiye Cumhuriyeti hükûmetine
kabul ettirmek, tazminat ödettirmek ve iddia edilen Ermeni vatanına
topraklarını devrettirmek için çalışmıştır. ASALA militanları bir dönem
Yunanistan ve Suriye İstihbarat servislerinin her türlü eğitim, öğrenim
ve lojistik destek kolaylıklarından yararlanmışlardır.
Terör örgütü olarak tanınması
ASALA, 1980 yıllarında ABD tarafından resmi olarak terör örgütü
listesine alınmıştır[11]. Fakat, 1985 yılından sonra aktif olmayan
ASALA, ABD'nin 2001'de hazırladığı "Yabancı Terörist Örgütler (Foreign
Terrorist Organisations)" listesine ve "Ülkeye Girişi Yasak Olan
Teröristler (US Terrorist Exclusion List)" listesine, Birleşik
Krallık'ın "Yasadışı Gruplar (UK Proscribed Group)" listesine,
Avustralya'nın, Kanada'nın, Avrupa Birliği'nin ve Rusya'nın "Tanımlanmış
Gruplar (Specified Groups)" listelerine dahildir.
Eylemleri
29 Ağustos 1982 tarihli Güneş gazetesi (1982).
1970'li ve 1980'li yıllarda, genelde Türk hedeflere karşı saldıran
ASALA, aynı zamanda değişik nedenlerle Madrid'te Trans World Airlines ve
Los Angeles'ta Air Canada ofislerini de bombalamıştır. ABD ve Kanada
hedeflerine karşı bu türlü saldırılar örgütün Ermeni milliyetçiliği ile
birlikte, PKK gibi, Marksist-Leninist ideolojisine bağlılığı ile
açıklanabilir.
Ermeni teröründe, Türkiye’deki iç huzursuzluğun zirveye çıktığı 1979
yılından itibaren büyük bir artış gözlenmeye başlanmıştır. Ermeni
teröristler, 21 ülkenin 38 kentinde, 39'u silahlı, 70'i bombalı, biri de
işgal şeklinde olmak üzere toplam 110 terör olayı
gerçekleştirmişlerdir. Bu saldırılarda Türkiye'nin 42 diplomatı ile 4
yabancı uyruklu kişi hayatını kaybederken, 15 Türk ve 66 yabancı uyruklu
kişi de yaralanmıştır.
ASALA'nin Türkiye içinde ilk terör eylemi 1982'nin 7 Ağustos tarihinde
Ankara Esenboğa Havalimanında gerçekleştirdiği bomba saldırısı olmuştur.
Saldırı sonucunda 9 kişi hayatını kaybetmiş, 72 kişi yaralanmıştır.
ASALA'ya mal edilen saldırılar farklı kaynaklarda değişiklikler arz
etmektedir. Amerikan hükümet kaynaklarına göre 1968'den itibaren ASALA,
84 olayda 299 kişiyi yaralamış 46 kişiyi öldürmüştür.
Paris'te Türk Hava Yolları'nı bombalayan örgüt üyelerine 30 ay ceza
verilmiştir. 1983 Temmuz'unda gerçekleşen Orly Havaalanı katliamında 8
kişi öldürülüp 52 kişi yaralanmıştır.
ASALA, kendi milliyetçi hedeflerinin yanı sıra Marksizm-Leninizm'i de
desteklemiş, benzer eğilimleri olan İrlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA),
PKK/Kongra-Gel/KADEK, ve Kızıl İtalyan Tugayları (Italian Red Brigades)
gibi diğer uluslararası silahlı örgütler ile işbirliği yapmıştır.
1985 yılından sonra ASALA tarafından kayda değer bir terör eylemi
gerçekleştirilmemiştir.
Örgütün hedef seçimi
Hedeflerin dağılım yüzdeleri şu şekildedir:
Sivil şahıslar ve malları %2
Havaalanları ve havayolu şirketleri %34
İş yeri %14
Diplomatik hedefler %41
Basın-yayın %1
Dini şahıslar ve kuruluşlar %1
Taşımacılık %2
Diğer %2
Dağılışı [değiştir]
1983 Paris Orly Havaalanı saldırısından sonra örgüt birçok ufak gruba
bölünmüştür. Zamanla örgüt içi çekişmeler ve anlaşmazlıklar ortaya
çıkmış, kurucularından Agop Agopyan öldürülmüş, Ermeni halkından da
yeterli destek göremeyip, tarih sahnesinden çekilmiştir.
Ermeni terör örgütleri, dış dünyanın tepkileri üzerine 1980'li yıllarda
taktik değiştirerek, PKK terör örgütü ile işbirliğine gitmişlerdir.
1984 yılında cereyan eden Eruh ve Şemdinli baskınlarıyla PKK sahneye
itilmiş ve Asala-Ermeni terörü geri plana çekilmiştir. Ermeniler ile PKK
arasındaki bağlantıyı ortaya koyan bazı somut örnekler şunlardır:
Terör örgütü PKK, 21-28 Nisan 1980 tarihini "Kızıl Hafta" olarak ilan
etmiş ve 24 Nisan tarihini sözde Ermenilerin katledilme günü olarak
anarak ve toplantılar yapmaya başlamıştır.
8 Nisan 1980 tarihinde Lübnan'ın Sidon kentinde PKK ve ASALA terör
örgütleri ortak basın toplantısı düzenlemişler ve toplantı sonucu bir
deklarasyon yayınlamışlardır. Ancak bu olayın tepki çekmesi üzerine
ilişkilerin illegal alanda gizli olarak sürdürülmesi
kararlaştırılmıştır. Toplantı akabinde 9 Kasım 1980 tarihinde Strazburg
Başkonsolosluğumuza, 19 Kasım 1980 tarihinde ise Roma Türk Hava Yolları
büromuza yönelik olarak düzenlenen saldırılar, PKK ve ASALA terör
örgütleri tarafından ortaklaşa üstlenilmiştir.
Bölücü terörist elebaşı Abdullah Öcalan, Ermeni Yazarlar Birliği
tarafından "Büyük Ermenistan hayali fikrine olan katkılarından dolayı"
onur üyeliğine seçilmiştir.
Ermeni Halk Hareketi'nin bünyesinde, bir çok Avrupa ülkesinde olduğu
gibi bir Kürdistan Komitesi oluşturulmuştur.
4 Haziran 1993 tarihinde; Ermeni Hınçak Partisi, ASALA ve PKK terör
örgütü mensuplarının katılımıyla Batı Beyrut'ta bulunan PKK terör örgütü
merkezinde bir toplantı yapılmıştır.
Ermeni-PKK ilişkisiyle ilgili bir başka çarpıcı örnek ise, 6- 9 Ocak
1993 tarihlerinde Beyrut'taki iki ayrı kilisede düzenlenen ve Lübnan
Ermeni Ortodoks Başpiskoposu, Ermeni Parti yetkilileri ile 150 gencin
katıldığı toplantılarda kullanılan şu ifadelerdir:
Şimdilik Türkiye'ye karşı sakin tutum gösterilmelidir.
Ermeni toplumu gittikçe büyümekte ve ekonomik yönden güçlenmektedir.
Geliştirilen propaganda faaliyetleri sayesinde, bütün dünyada (sözde)
soykırım daha iyi bilinmeye başlanmıştır.
Ermenistan devleti kurulmuştur, her geçen gün toprakları genişlemektedir
ve atalarının intikamını mutlaka alacaklardır.
Başta ABD olmak üzere, diğer batılı ülkeler de Karabağ'da sürdürülen
savaşta Ermenileri haklı bulmaktadırlar. Bu fırsatı değerlendirmek
gerekir; ve Karabağ'da savaşan Ermeni gençlerine yenileri katılacaktır.
Türkiye'de -PKK terör örgütü ile yapılan mücadele kastedilerek- iç savaş
devam edecek, Türk ekonomisi sıfır noktasına gelecek ve vatandaşlar baş
kaldıracaklardır.
Türkiye bölünecek ve bir Kürt devleti kurulacaktır.
Ermeniler Kürtlerle olan ilişkilerini iyi bir şekilde yürütmeli ve
Kürtlerin mücadelelerini desteklemelidirler.
Bugün Türklerin elinde olan topraklar, yarın Ermenilerin olacaktır.
PKK TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ERMENİSTAN'DAKİ YAYIN ORGANLARI
Ermenistan'da Reya Taze ve Bota Redaksiyon adlı gazetelerin PKK terör
örgütü kontrolünde Kiril Alfabesiyle yazıldığı ve PKK terör örgütünün
propagandasını yaptığı bilinmektedir. Bu gazeteler Türkiye ve Avrupa'dan
gelen PKK terör örgütü mensuplarınca yayımlanmaktadır.
PKK - ASALA İLİŞKİLERİ
Uluslararası nitelikteki Ermeni terörizmi, 1973 yılında ortaya çıkarak
1974 Kıbrıs barış harekatını müteakip yurtdışında bulunan
vatandaşlarımız ve temsilciliklerimize yönelik sabotaj, suikast ve
saldırı türü terör hareketleri ile kendini göstermeye başlamıştır.
Başta Ermeni terör örgütü ASALA olmak üzere 1984 yılına kadar eylemler
sürdürmüş ve l970'li yıllarda çeşitli legal siyasi oluşumlar içinde
kendisini göstermeye başlayan Kürtçülük hareketini, terör örgütü PKK ile
ivme kazanması üzerine, yerini Abdullah ÖCALAN liderliğinde Kürt-Türk
ayırmadan öldürebilen, katliamlarla ismini duyurmaya çalışan PKK terör
örgütüne bırakmıştır.
Fakat bu tarihten önce de PKK-ASALA terör örgütleri arasındaki
işbirliğinin, ortaklaşa yapılan eylemler, yayınlanan deklarasyonlar,
ASALA ve diğer Ermeni terör örgütü mensuplarının PKK terör örgütü
kamplarındaki eğitimi, ASALA terör örgütünün üst düzey yetkililerinin
eğitim yaptırdıkları, bunların dışında PKK terör örgütünün Ermeni
Taşnaksutyun Partisi ile ilişki içerisinde olduğu bilinmektedir.
PKK-ASALA terör örgütü işbirliğinde ortak amaç olarak, Marksist-Leninist
ideoloji doğrultusunda Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde devlet
kurmaktır. İki örgütün de hedef aldığı bölgeler göz önünde
bulundurulduğunda hedeflerin çakıştığını görüyoruz. Bu durumda iki
örgütten birinin diğerine taşeronluk yaptığı fikri güçlenmektedir.
Ele geçirilen belgeler neticesinde Bekaa ve Zeli kamplarında Ermeni
terör örgütü ASALA ile terör örgütü PKK militanları ile birlikte eğitim
gördükleri ortaya çıkmıştır.
PKK İLE ERMENİLER ARASINDA 1987 YILINDA YAPILAN ANLAŞMA
1987 yılında bölücü terör örgütü PKK ile Ermeniler arasında bir anlaşma
yapılmıştır. Söz konusu anlaşmanın hükümleri şunlardır:
Ermeniler PKK terör örgütü içinde eğitim faaliyetlerinde bulunacaklar
PKK terör örgütüne her yıl için adam başına 5.000 ABD Doları ödenecek
Ermeniler küçük çaplı eylemlere katılacaklar
Yapılan bu anlaşmanın akabinde örgüt içerisinde Ermenilerin sivrilmeleri
üzerine, PKK-ASALA ilişkilerinden sorumlu Hermez Samurouyan adlı
şahısla birlikte 18 Nisan 1990 tarihinde yapılan toplantıda şu kararlar
alınmıştır:
PKK ve ASALA terör örgütlerinin artık ortak yönetilecektir
Türkiye'de güvenlik kuvvetlerine yönelik eylemlerde istihbaratı
Ermeniler yapacak
Muhtemel devrimden sonra elde edilen topraklar eşit olarak bölüşülecek
Kamp masraflarının % 75'ini Ermeniler karşılayacak
Türkiye'deki metropol şehirlerde eylemler yapılacak
1992 Ekim ayından itibaren Kuzey Irak'ta üslenen terör örgütü PKK'ya
karşı gerçekleştirilen sınır ötesi operasyonlarda örgütün büyük darbeler
alması ve barınma imkanlarını kaybetmesi üzerine bir kısım örgüt
mensuplarının İran ve Ermenistan'a geçmeleri ile PKK terör örgütünün
Ermenistan'daki aktif faaliyetleri başlamıştır.
PKK terör örgütünün Avrupa temsilcilerinden bir grubun Ermenistan'a
giderek, PKK terör örgütü mensuplarının Kars bölgesinden Ermenistan'a
rahatça girip çıkmaları için anlaşma yaptığı, Sovyet Rusya'nın dağılması
ile Ermenistan'ın bağımsızlığına kavuşması sonucu PKK terör örgütünün
Ermenistan'da Kürt yerleşim birimlerinde barınma imkanı bularak burada
örgüte maddi-manevi destek sağlayıp, faaliyetlerini sürdürdüğü ayrıca,
19-20 Mayıs 1992 tarihlerinde bir grup PKK terör örgütü mensubunun
Ermenilerle beraber Azeri Türklerine karşı savaşmak için 3 araçla
Urumiye'den Ermenistan'a hareket ettiği bilinmektedir.
PKK-ASALA ittifakı CIA belgelerinde
Kaynakça:Yenicağ Gazetesi
PKK-ASALA ittifakı CIA belgelerinde
CIA tarafından erişime açılan belgelerde terör örgütleri PKK ve ASALA'nın 1980'lerde ittifak içinde olduğu, birlikte terör saldırıları gerçekleştirdikleri ve PKK'nın Ermeni teröristlerin de içinde bulunduğu birimler kurduğu bilgisi yer aldı.
ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) tarafından gizliliği kaldırılarak internet kullanıcılarının erişimine açılan belgelerde terör örgütleri PKK ve ASALA'nın isimleri birçok yerde birlikte zikredildi. İki örgüt arasındaki ilişkinin 1980'lerden itibaren CIA'in istihbarat belgelerine ve terörizm hakkındaki raporlarına yansıdığı göze çarptı.
ORTAK SALDIRI DÜZENLEDİLER
Bu belgeler arasında dikkat çekenlerden biri Ocak 1984 tarihli "Ermeni Gizli Ordusu" başlıklı rapor oldu. Raporda, terör örgütü ASALA hakkında CIA'in verdiği ayrıntılı bilgiler ve örgütün yapısı üzerine analizler aktarıldı. Raporun "Örgütün Değişen Taktikleri ve Organizasyonu" başlıklı bölümünde iki örgüt arasındaki bağlantıyı ortaya koyan ifade göze çarptı. Bu bölümde, "ASALA, PKK ile ittifak kurduğunu ve Kasım 1980'de PKK ile Fransa'nın Strazburg şehrindeki Türk Konsolosluğuna saldırı düzenlediğini kabul etti." ifadesi yer aldı.
PKK, ASALAYI MODEL ALMIŞ
Bir başka belgede de terör örgütü PKK'nın Türkiye'deki ideolojik ve silahlı yapısı anlatıldı. 26 Ağustos 1985 tarihli belgede, PKK ile Ermeni teröristlerin ilişkisi hakkında "1984 yazında PKK, kendi militanlarından, diğer Kürt ve sol gruplardan ve muhtemelen bazı Ermeni teröristlerden oluşan 'HRK' ismiyle anılan bir birim oluşturdu." ifadesi kullanıldı. Aynı belgede ayrıca PKK'nın yapılanma ve eylem düzenleme konusunda Ermeni terör örgütlerini kendisine model olarak seçtiği, bu şekilde şiddeti "psikolojik etki" yaratmak için kullandığı belirtildi.
ORTAK SALDIRI DÜZENLEDİLER
Bu belgeler arasında dikkat çekenlerden biri Ocak 1984 tarihli "Ermeni Gizli Ordusu" başlıklı rapor oldu. Raporda, terör örgütü ASALA hakkında CIA'in verdiği ayrıntılı bilgiler ve örgütün yapısı üzerine analizler aktarıldı. Raporun "Örgütün Değişen Taktikleri ve Organizasyonu" başlıklı bölümünde iki örgüt arasındaki bağlantıyı ortaya koyan ifade göze çarptı. Bu bölümde, "ASALA, PKK ile ittifak kurduğunu ve Kasım 1980'de PKK ile Fransa'nın Strazburg şehrindeki Türk Konsolosluğuna saldırı düzenlediğini kabul etti." ifadesi yer aldı.
PKK, ASALAYI MODEL ALMIŞ
Bir başka belgede de terör örgütü PKK'nın Türkiye'deki ideolojik ve silahlı yapısı anlatıldı. 26 Ağustos 1985 tarihli belgede, PKK ile Ermeni teröristlerin ilişkisi hakkında "1984 yazında PKK, kendi militanlarından, diğer Kürt ve sol gruplardan ve muhtemelen bazı Ermeni teröristlerden oluşan 'HRK' ismiyle anılan bir birim oluşturdu." ifadesi kullanıldı. Aynı belgede ayrıca PKK'nın yapılanma ve eylem düzenleme konusunda Ermeni terör örgütlerini kendisine model olarak seçtiği, bu şekilde şiddeti "psikolojik etki" yaratmak için kullandığı belirtildi.
Kaynakça:Yenicağ Gazetesi
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınızı Bekliyoruz.